İzleyiciler

7 Nisan 2015 Salı

EVLİLİKTE ROL PAYLAŞIMI

Evliliklerde çatışmaya sebep olan konulardan biri de eşlerin birbirlerinden farklı rol beklentilerine sahip olmalarıdır. Bazı aileler, “Yemekleri kim pişirecek?”, “Çocukların bakımından kim sorumlu olacak?”, “Eve parayı kim getirecek?” gibi sorulara kolaylıkla çözüm bulabilirken bu konular bazı ailelerde sorun olabilmektedir. Ailede rol paylaşımı konusunda bireylerin mutluluğunu belirleyen husus, her bireyin rolleri konusunda diğerleriyle anlaşmaya varmış olması ve rollerinden duyduğu memnuniyettir. Sağlıklı ailelerde aile üyeleri, birbirlerinin rol beklentilerine uygun davranırlar. Çiftler evliliklerinin ilk yıllarında karşılıklı olarak rollerini belirlemeye çalışırlar. Ancak geçen yıllarla birlikte karşılarına çıkan değişik durumlar, yeni sorumluluklar ve sorunlar, rollerinde bazı değişiklikler yapmalarını gerektirebilir. Örneğin evliliğin ilk yıllarında karı koca rollerini üstlenen çiftler, ilk çocuklarının doğumuyla bu rollerine anne babalığı eklerler. Hatta bu roller zaman içerisinde okul öncesi çağda çocuğu olan anne babalık, ilköğretim çağında çocuğu olan anne babalık, ortaöğretim çağında çocuğu olan anne babalık, üniversite çağında çocuğu olan anne babalık, evlenmemiş genç yetişkinlik çağında çocukları olan anne babalık, yeni evli çocukları olan anne babalık, daha sonra büyükanne ve büyükbabalık, emeklilik çağında karı koca olmak, yaşlı karı koca olmak gibi, her birinde değişik görev ve sorumlulukları gerektiren değişimlere uğrar.
Bazı durumlarda, yaşanan olaylara bağlı olarak değişmesi gereken rolün beklenildiği ölçüde değişmemesi, bireylerin üstlenmeleri beklenen rolü üstlenmemiş olmaları, problemlerin esas kaynağını oluşturmaktadır. Bu noktada evlilik doyumu açısından önemli olan, eşlerin beraber ve iş birliği içerisinde çalışabilmeleri, birbirlerine destek olabilmeleri, gerektiği zaman rolleri açısından esnek davranabilmeleridir. Örneğin diğer zamanlarda ev işleri yapmayan bir erkeğin yeni doğum yapmış karısına yardım etmesi, onun yerine yemek yapması, bulaşık yıkaması esnekliktir. Aslında bir takım çalışması olarak ele alınabilecek olan evlilik, takım üyelerinin birbirlerine karşı sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirebilmelerine bağlıdır.


Sizin Evliliğiniz Eşitlikçi mi Geleneksel mi?
Bazı evliliklerde ilişki biçimleri tamamen eşitlikçi bazılarında ise gelenekseldir. Eşitlikçi ilişkilerde kadın veya erkeğin her ikisi de dışarıda çalışabilir, ev işlerinde veya çocukların bakımında eşit veya destekleyici rol üstlenebilirler. Oysa geleneksel ilişkilerde çocukların bakımından kimin sorumlu olduğu, yemekleri kimin yapacağı, parayı kimin kazanacağı, hatta ailevi meselelerde kararları kimin alacağı bellidir. Önemli olan hangi ilişki biçiminin daha iyi olduğu değil, eşlerin beklentilerinin ne olduğudur. Eğer evlilik ilişkilerindeki rollerinden eşlerin her ikisi de karşılıklı olarak memnunsa bu konuda problem yok demektir. Ancak eşlerden biri eşitlikçi bir ilişki biçimi beklerken diğeri geleneksel davranmayı arzu ediyorsa bu durum aralarında sorun oluşturabilir. Başarılı ilişkilere sahip
ailelerle yapılan araştırmalar, sağlıklı çiftlerin gerekli durumlarda her iki ilişki biçimini de kullanabilme yeteneğine sahip olduklarını göstermektedir.


Evde Bir Sorun mu Var?
Ev işlerinin paylaşımında bir sorun varsa genellikle şöyle bir tablo ortaya çıkar:
• Aile üyelerinden birisi oldukça yorgun ve hatta tükenmiş hissetmektedir.
• Ev yeterince derli toplu değildir.
• Ev yeterince temiz değildir.
• Ailenin tüm üyeleri evde olsalar bile, ailece birlikte bir şeyler yapmak için vakit bulamıyorlardır.
• İşleri daha fazla üstlenen aile bireyi, “Çok yorgunum.”, “Tükendim.”, “Dayanamıyorum.” gibi cümleleri sıklıkla kullanmaktadır.
• İşleri üstlenen kişide sırt, bel, bacak ağrısı gibi fiziksel yakınmalar mevcuttur.
Aile üyelerinden birinde toplanan bu yakınmalar, o kişinin ev işlerinin paylaşımında desteğe ihtiyacı olduğunun bir göstergesi olabilir. Ev işlerinin daha adil ve düzenli dağılımını sağlayabilecek bir paylaşım tablosu ailenin bu konudaki stresini azaltacaktır.


Karı Koca Çalışıyorlarsa…
Her iki eşin de çalıştığı ailelerde yaşanan en büyük sorunlardan biri evde geçirilen kısa saatlerde, bekleyen işleri yapma zorunluluğunun, ailenin birlikte olma saatlerini çalıp götürmesidir. Bu durum kişinin kendisine, eşine ve ailesine ayıracağı zamanı azaltmakta ve dolayısıyla stresi arttırmaktadır. Özellikle işlerin aile bireylerinden sadece biri üzerinde toplanması stres ve sorunları daha da arttırmaktadır. Bu konuda işleri kolaylaştırabilmek için şunlar yapılabilir:
• İşlerinizi öncelik sırasına dizin. Hangi işleri erteleyebileceğinizi, hangilerinin önceliği olduğunu belirleyin.
• Her bir işi yapmadan önce o işe bir süre biçin. Önceden kararlaştırdığınız süre zarfında işi bitirmeye gayret edin. Çünkü herhangi bir işi yaparken o işe ayırdığınız sürenin farkında olmadığınızda gereğinden fazla oyalanabilir ve zaman kaybedebilirsiniz.
• Ailede iş bölümü yapmaya ve ev işlerinin sadece bir kişinin üzerinde toplanmasını engellemeye çalışın. Örneğin akşam yemeklerini hep beraber hazırlamak, sofrayı iş birliği ile kurmak ve kaldırmak gibi düzenlemeler yapın.
• Sabah saatlerinde işe yetişme, çocukları okula hazırlama, kahvaltıyı yetiştirme gibi stres yaratan durumları kontrol altında tutabilmek için bir gece önceden düzen lemeler yapın. Örneğin giyecekleri geceden hazırlama, kahvaltı masasını hazırlamış olarak yatmış olma gibi.
• Ertesi akşam ne yiyeceğinizi bir gece önceden planlamış olun.
• Eşinizle birlikte paylaşmak üzere, rahatlayabileceğiniz, kafanızı dinleyebileceğiniz zamanlar oluşturmaya çalışın.
• Haftalık işlerinizi planlayın ve hazırladığınız listeyi kontrol edebileceğiniz bir yere asın.
• Fazla uykusuz kalmamaya gayret edin. Çünkü uykusuzluk stresi arttırır.
• Çok yoğun geçen iş günleri, hastalanmak, lohusalık gibi durumlarda eşler alışılagelen rollerini sergilemekte zorlanabilirler. Her zaman için birbirinizin rollerini üstlenme konusunda esnek olun. Ayrıca bu geçici koşullarda kendi rolünüzü eşinize devretme konusunda da rahat olun. Bu tip kriz durumlarında eşler yaratıcılıklarını ortaya koydukları çözümler üretebilmektedirler.


Çocukların Bakımı Konusunda Görev Paylaşımı
Pek çok çift çocuk yetiştirmenin ne kadar zor bir görev olduğunu ancak çocukları doğduktan sonra fark eder. Çocukları akşam kim yatıracak? Derslerine kim yardımcı olacak? Bebeğin altını kim değiştirecek? Kim çocuğa yatmadan önce masal okuyacak? Çocuğu okula kim götürecek? Bunlar ve benzerleri çocuk sahibi pek çok ailenin çatışma yaşadığı konular arasında yer alır. Çocukların yaşlarıyla birlikte tartışma içerikleri değişse de çocukların bakımı konusunda eşiyle görev paylaşımını adil hissetmeyen eşler, bu konudaki sıkıntılarını evliliklerine tartışma olarak yansıtabilirler. Bu konuda eşle yaşanan tartışmalar genellikle şu hususlarda yoğunlaşır:
• Çocukların bakımı konusunda eşlerden birinin daha fazla sorumluluk yüklenmesi
• Eşlerden birinin çocuklarla yeterli zaman geçirmemesi
• Eşlerden birinin çocukların bakımı konusunda önem verdiği bir konunun diğeri için önemli olmaması Bu konudaki sıkıntıları asgariye indirmek için şunlar yapılabilir:
• Çocuklarınızın bakımı konusunda yaşadığınız sıkıntıyı eşinizle paylaşmaktan çekinmeyin.
• Eşinizle bu konu hakkında konuşurken dürüst olmaya gayret edin. Üzerinizdeki sorumluluğun gerçekten sizi sıkan ve yoran yönlerine odaklanın.
• Esas sorununuzun ne olduğunu tam olarak değerlendirmeye çalışın. Örneğin çocukların bakımından ziyade işlerinizi zamanında bitirememe, işlerinizi sıraya sokamama, yeterince dinlenememe gibi konular problemlerinizin esas kaynağı olabilir.
• Eşiniz çalışmıyor ve evde çocuklarınıza bakıyor da olsa zaman zaman yardıma veya nefes alabileceği aralara ihtiyacı olabileceğini unutmayın. Ona arada sırada bir saat bile olsa uyuyabileceği, dinlenebileceği veya kendine zaman ayırabileceği boşluklar oluşturmaya gayret edin.
• Çocukların bakımı tamamen sizin üzerinizde ise ve bu konuda eşinizden yardım alabilmeniz mümkün değilse bir aile büyüğünden veya güvendiğiniz bir komşunuzdan yardım isteyin. Kısa süreli de olsa bu kişinin çocuklarınıza göz kulak olduğu sırada elde ettiğiniz zamanı sadece kendinize ayırın. Psikolojik olarak kendinizi şarj etmediğiniz müddetçe stresinizi eşinize ve çocuklarınıza yansıtacağınızı unutmayın. Neye ihtiyacınız varsa ona zaman ayırın. Komşularınızla bu konuda karşılıklı olarak da yardımlaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder