İzleyiciler

10 Nisan 2015 Cuma

AİLEDE STRES

Stres pek çok insan için, baskı, çatışma, kontrolünü yitirme ve belirsizlik anlamlarına gelir. Bu duyguların ortaya çıkması aile üyelerinde çeşitli problemlere yol açar. Aslında stres aile hayatının bir parçasıdır. Çocuklar, yaşlanma, ekonomik güçlükler vb. beklenen stres faktörlerinin yanı sıra ailenin kontrolü dışında ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan ani stres faktörleri (ölüm, hastalık vb.) aile üyelerinde hayal kırıklıkları, travmalar, incinmişlik, öfke ve depresyon oluşturabilir. Belirli bir miktardaki stres kişiyi harekete geçiren, motive eden bir faktör olmakla birlikte, fazlası pek çok fiziksel ve psikolojik tepkinin ortaya çıkmasına sebep olur. Ailenin stres karşısındaki tepkisi, karı koca arasında, kardeşler arasında ya da ebeveyn ile çocuklar arasında yaşanabilecek çatışmalarla sonuçlanabilir, ailenin dengesini bozabilir. Ailede stres, sadece stres unsurlarını en çok gösteren kişiye değil, tüm aile bireylerine birden odaklanmayı gerektirecek bir durumdur. Ailenin stresle ne derece başa çıktığı, stresle başa çıkabilmek için ne gibi yollara başvurduğu, bu yolların ne derece etkili olduğu önemlidir.

Ailenin stresi nasıl algıladığı ve nasıl karşıladığı, stres faktörünün aileyi ne derece etkileyeceğini belirler. Aileler genellikle krizler ve stres karşısında daha önceki deneyimlerinden, sahip oldukları değerler sisteminden ve değişime karşı gösterdikleri tepkiden etkilenirler. Aslında stresle başa çıkma genellikle aileyi değişime götüren bir süreçtir.


Neler Strese Neden Olur?
Hayatta hiçbir şey durağan değildir ve sürekli bir değişim içerisindedir. Her değişim stres kaynağı olabilir ve stres nedenleri aileden aileye değişir. Aile ortamında stresin en önemli kaynağı ailede çatışma olmasıdır. Aile içinde yoğun stresin var olması ise problem çözme ve iletişimi engelleyici bir faktördür.
Bir ailede stres oluşturabilecek bazı faktörler şunlardır:
• Yeni bir bebeğin doğumu
• Ailede ölüm veya hastalık yaşanması
• Taşınma
• İşsizlik
• Maddi yetersizlik
• Uzun çalışma saatleri
• Ayrılık veya boşanma
• Çocuğun okula başlaması
• Çocuğun okul değiştirmesi
• Çocuğun okul başarısının düşük olması
• Karı koca anlaşmazlığı


Ailelerin Stresle Başa Çıkmasını Sağlayan Kaynakları Nelerdir?
• Aile iletişim becerilerinin sağlıklı olması
• Ailenin problem çözme becerisi
• Ailenin ulaşmayı amaçladığı hedefleri
• Ailenin elindeki parayı uygun şekilde idare etmesi
• Akrabaların maddi veya manevi destekleri
• Ailenin sahip olduğu arkadaşları
• Ailenin komşuları
• Toplumsal imkânlar
 

Ortaklaşa Başa Çıkma
Ailenin problemlerini yenmeyi başarması, aile içi ilişkileri ve iletişimi geliştirici ve olumlu yönde değiştirici olabilir. Ailenin
geliştirebileceği en etkili başa çıkma yolu, ortaklaşa başa çıkma tarzıdır. Bu tip bir başa çıkma tarzında aile üyeleri problemi “benim problemim” veya “senin problemin” olarak değil, “bizim problemimiz” olarak algılarlar. Problemin sorumluluğunu ortak olarak yüklenirler. Bu tip bir başa çıkma tarzını kullanan ailelerin, problemlerini kolaylıkla çözebildiği görülmektedir.

Aileler bu kaynaklarından bir veya birkaçını kullanabildiklerinde krizlerle ve stres oluşturan yaşam olaylarıyla başa çıkabilmektedirler. Aile bu kaynakları nasıl kullanacağına dair bir beceriye sahip olduğunda, stresle başa çıkmanın da yolunu bulmuş olur. Ailenin problemlerle başa çıkmasının ve aile içindeki stresi azaltmanın en etkili yolu aile gücünü arttırmak ve aile içindeki iletişimi geliştirmektir. Ayrıca sağlıklı beslenmek ve yeterli egzersiz yapmak da stresle başa çıkmayı kolaylaştırır.


Çatışma
Aile içi çatışma, kaçınılmaz bir durumdur. İki kişinin bir araya geldiği her türlü ilişkide çatışma ihtimali daima vardır. Çatışma insan iletişiminin doğal bir unsurudur. En başarılı ve mutlu ailelerde bile zaman zaman çatışma yaşanır. Çatışmanın sebebi, iki kişinin birbirinden farklı beklenti, ihtiyaç, değer veya yaklaşımlara sahip olmasıdır. Kişi kendisini amacına ulaşma konusunda engellenmiş hissettiğinde çatışma meydana çıkar.


Aile İçinde Yaşanan Çatışmaları Çözümlemek
Bir yastıkta kırk yıl geçirmek ulaşılması zor bir hedef gibi gözükse de aslında çok basit bir sırrı vardır. Uzun süreli evlilikler, çiftin çatışmaları çözme becerisinin bir sonucudur. Eşlerin arasındaki iletişimin kalitesi ve çatışmalarını çözme konusunda gösterecekleri çaba ailenin tamamını etkiler. Bu noktada aile üyelerinin görevi, çatışmalarını nasıl etkili bir şekilde çözebileceklerini ve nasıl uzlaşmaya varabileceklerini öğrenmeleridir. Önemli olan ailenin anlaşmazlıklar, çatışma veya problem yaşaması değil, bu duruma gösterdiği tepkinin ne olduğudur. Sağlıklı aile yapılarında çatışmalar yıkıcı değil yapıcı yollarla çözümlenir. Aile, sorunu iyice büyümeden çözme konusunda isteklidir. Ailede yaşı ne olursa olsun problemin çözümü konusunda herkesin önerilerine ve bakış açısına değer verilir. Her bireyin çatışma durumunda gösterdiği tepki diğerlerinden az veya çok farklı olabilir. Ancak en önemlisi, sağlıklı aileler problemlerini çözme konusunda kendilerine güven duyarlar ve problemlerini çözümsüz olarak algılama yanılgısına düşmezler. Ayrıca problemin çözümü konusunda tek alternatife takılıp kalmaz, yeni alternatifler üretmeye çalışırlar.
Sağlıklı ailelerin aralarında daha az çatışma yaşamalarının başlıca sebepleri şunlardır:
• Aile üyelerinin duygu ve düşüncelerini çekinmeden birbirlerine ifade edebilmeleri
• Aile üyelerinin birliktelik duygusuna sahip olmaları ve bunun yanı sıra, birbirlerinin bireyselliklerine ve kişisel hayatlarına saygı göstermeleri
• Aralarındaki kırgınlık ve küskünlükleri fazla uzatmamaları
• Herhangi bir konuda karar alırken ailenin tüm üyelerinin kişisel ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alarak hareket etmeleri
 

Çatışmaya Hiç Bu Gözle Bakmış mıydınız?
Çatışma genellikle kaçınılması gereken bir durum olarak görülür. Oysa her şeyde olduğu gibi çatışmada da bir hayır vardır. Çatışma bir hatanın değil, üstesinden gelinmesi gereken bir durumun habercisidir. Yeni öğrenmelere ve ilişkiyi geliştirmeye imkân sağlar. Belki de ailede gerekli olan değişim için fırsat sunar. Bir problemin üstesinden gelmeyi başarmanın hazzı, ilerideki problemlerin çözümü için kişiyi motive eder. Ayrıca aile üyeleriyle yaşanan bir problem çözülebildiğinde bu, aileyi daha güçlü kılar ve aile üyelerini birbirlerine daha güçlü bağlarla bağlar. Herhangi bir problem üzerinde konuşurken veya tartışırken sadeceyaşanan olaya bağlı kalmaya, eski defterleri açmamaya gayret edin. Konudan uzaklaşmanız problemiçözmenizi engelleyeceği gibi yeni küskünlükler ve kırıklıklara neden
olacaktır. Stresli evlilik yaşantısı içerisindeki eşlerin, zihinsel ve fiziksel sağlıkları risk altında bulunmakta hatta aynı riski çocukları dahi taşımaktadır.

Stres ve Çocuk
Küçük yaştaki çocuklar da tıpkı yetişkinler gibi stres duyabilirler. Ancak onlar kendilerini yetişkinler kadar kolay ifade edemedikleri için, stresli olduklarını anlamak yetişkinlere düşer. Küçük çocuklar stresli oldukları zaman, durup dururken veya kolaylıkla ağlama,
içine kapanma, öfkeli olma, hırçınlık, uyku bozuklukları gibi tepkiler verebilirler. Çocuklar hayat karşısında güçlü ve dirençli olmayı yakın çevrelerindeki kişilerden örnek alarak öğrenirler. Anne babanın hayatın güçlükleri karşısındaki duruşunu, birbirlerine destek oluşunu, problemlere karşı çözümcü yaklaşımlarını, gösterdikleri gücü ve direnci izler ve beyinlerine kaydederler. İleride hayata karşı kendi gösterecekleri direnç genellikle anne babalarınınkine benzer. Yapılan araştırmalar, depresyonlu bireylerin ilişkide sorun yaratma eğiliminde olduklarını göstermektedir.


Strese Karşı Dirençli Ailelerin Özellikleri
• Daha esnektirler. Hayatın getirdiği her türlü değişime (toplumsal, ekonomik, teknolojik vb.) ayak uydurmanın bir yolunu bulurlar.
• Hayatın getirdiği değişimlere karşı katı, sert ve değişmez kurallarla yaklaşmaktansa geleneksel yapılarını koruyarak gerekli değişime uygun yeni kurallar oluşturabilirler.
• Aile üyeleri birbirlerine bağlıdır. İyi günde de kötü günde de birbirlerine destek olabilirler.
• Aile üyeleri birbirlerine karşı dürüst, güvenilir ve fedakâr davranışlar sergilerler.
• Aile üyeleri birbirlerine fiziksel ve ruhsal sağlıklarını koruyabilecekleri sağlıklı bir aile ortamı sunmaya özen gösterirler.
 

Stresi Azaltmak İçin Öneriler
• Sıkıntılarınızı ve öfkenizi biriktirmeyin.
• Kendinize sizi rahatlatacak hobiler veyailgi alanları edinin.
• Hayatınız sadece çalışmaktan ibaret olmasın. Kendinize eğlenmek ve dinlenmek için fırsatlar oluşturun.
• Kendinize, çocuklarınıza ve ailenizeulaşılabilir hedefler belirleyin. Ne kendinize ne de onlara gereğinden fazla yüklenin.
• Hayatta değiştiremeyeceğiniz şeyleri olgunlukla kabul etmeyi öğrenin.
• Başkalarına “hayır” demeyi öğrenin.
• Ailenizin üyelerinin hatalarını olgunlukla kabul etmeyi öğrenin.
• Sahip olduğunuz ailenin kıymetini bilin.
• Sinirli, gergin veya yorgun olduğunuzda ailenizin üyeleriyle tartışmamaya gayret edin.
• Problemin ne olduğunu tam olarak anlamadan kimseyle tartışmaya başlamayın.
• Düşünmeden konuşmayın. İncitici, kırıcı bir söz ağzınızdan çıkmadan önce iki kere düşünün.
• Ailenizin üyelerinin size anlatmak istediklerini dinleyin.


Ortak Karar Almak

Aile üyelerinin kendilerini ilgilendiren konularda beraberce karar alabilmeleri, fikirlerinin aile içinde önemsendiği, bu aile için önemli oldukları, aile bireylerinin onlara saygı duyduğu hissini kuvvetlendirir ve bireyler bu yolla ailelerine katkı sağlamış olmanın memnuniyetini yaşarlar. Böylece aile üyeleri kendi kararlarının sorumluluğunu da taşımış olurlar. Aile üyelerinin herhangi bir konuda (“Hangi semte taşınalım?”, “Tatilde nereye gidelim?”, “Odaları nasıl paylaşalım?”, “Evdeki küçüklere ders çalışırken kim yardım
edecek?” vb.) karar alırken şu adımları takip etmeleri karar sürecini kolaylaştıracaktır:
1. Karar almak amacıyla üzerinde hep beraber düşüneceğiniz konuyu tanımlayın. Örneğin “Tatilde nereye gidelim?”
2. Ailenin her bir üyesinin konu hakkında kendi fikirlerini ifade etmesini sağlayın. Örneğin herkes sırayla konuşurken aile üyelerinden birisi, gelen fikirleri bir kâğıda listeleyebilir.
3. Gelen fikirleri birbirleriyle kıyaslayın. Fikirlerin iyi ve kötü yanlarını tartışın.
4. Herkesin ortak bir fikir üzerinde anlaşmasını bekleyin. Fikirleri oylamaya sunmayın. Herkesin ikna olmasını bekleyin.
5. Kararı uygulamaya koyun.
6. Sonuca ulaşana kadar mutlaka değerlendirme toplantıları yapın. Bu toplantılarda “Uygulamanın neresindesiniz? Aksaklıklar var mı? Yeniden değerlendirme gerektiriyor mu? İşler yolunda mı?” gibi hususları değerlendirin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder