ERGENLİK DÖNEMİ (11–18 YAŞ)
Bedensel Özellikler
Ergenlik döneminin başlama ve bitiş yaşları, önceki dönemlere göre daha
çok değişkenlik gösterir. Çünkü ergenliğe geçiş cinsiyete, sağlığa,
beslenmeye, kalıtıma, sosyoekonomik koşullara, ırka ve yaşanılan yerin
iklim şartlarına göre değişir. Dönem, ortalama olarak kızlarda
erkeklerden iki yıl önce başlar ve yine onlardan daha önce tamamlanır.
Ergenlik, vücutta hızlı değişiklikler ve gelişmelerin olduğu bir
dönemdir. Cinsiyet hormonları salgılanmaya başlar. Boyun uzaması ve
kilonun artmasını vücutta kılların çıkması izler. Ter bezleri daha çok
çalışır. Yüzde ve vücudun çeşitli yerlerinde sivilceler oluşur. Cinsel
organlar gelişir. Kızlarda adet kanamaları başlar. Erkeklerde de cinsel
değişiklikler meydana gelir; cinsel organları geceleri salgı yapar. Ses
telleri uzar ve ses kalınlaşır. Sakal ve bıyıklar çıkar.
Bu döneme doğru bacaklar ve kollar uzamaya, vücuttaki yağ dokusu
artmaya başlar. Yüz kemiklerinin büyümesi ile burun ve alt çene
belirginleşir, yüzde ve bedende orantısız bir görünüm olur. Gırtlak
kıkırdaklaşır. Kızlarda kalça ve omuzlar dolgunlaşırken erkeklerde
omuzlar ve göğüs kafesi genişler. Bu gelişmeler, büyüme ağrılarına neden
olabilir. Ergenliğe geçiş ile birlikte böbrek, kalp gibi iç organlar da
büyür. Bu büyüme ve değişikliklerin kızlarda erkeklerde farklı
zamanlarda başlaması nedeniyle kızlar 11 yaşlarına geldiklerinde aynı
yaş grubundaki erkeklerden biraz daha uzun boylu ve daha kilolu iken
14–15 yaşlarında durum değişir ve erkekler kızlara göre daha yapılı hale
gelir.
Ergen, önceki döneme göre daha çok uyur, daha iştahlıdır. Çok
enerjiktir ve bu enerjisini boşaltmak için çeşitli yollar dener.
Kendisini gösterecek, bir bakıma olumlu yönlerini kanıtlayacak
faaliyetler yapma yolunda gider. Ancak vücudundaki gelişmeler, onun bazı
durumlar karşısında dengesiz, beceriksiz ve sakar olmasına sebep olur.
Dönemin sonuna doğru büyümenin ve diğer değişikliklerin hızı azalır,
fiziksel görünüm aşağı yukarı son şeklini alır.
Motor Beceriler
Ergenliğin başlangıcında kemik ve kas gelişimlerine bağlı olarak motor
becerilerde azalma olur ancak dönem içinde hem kızlar hem de erkekler
motor becerilerde sahip olabilecekleri en üst düzeye ulaşır. Kas
kontrolü ve koordinasyonlar iyice gelişir. Her çocuğun içinde kendinden
daha büyük bir çocuk vardır.(Ece Ayhan)
PsikoSosyal Özellikler
Bu dönem, psikolojik ve sosyal açılardan da önemli gelişmelerin
yaşandığı, çocuğun hayatının ileri dönemleri ile bağlantılarının
oluştuğu, hassas bir geçiş evresidir. Çocuk, bu yaşlarda farklı
özellikler gösterir. Sanki yıllardır olan çocuk gitmiş, yerine bambaşka
birisi gelmiş gibidir. O, daha sosyal, daha çok isteyen, hedefleri olan,
kendine özen gösteren, bağımsız hareket etmek isteyen biridir artık.
Buna rağmen çocuksu hallerinden kopamaz, çocukluk ile genç kızlık ya da
delikanlılık arasında gider gelir. Bu bocalama, onun kişilik gelişimi
açısından normaldir.
Okula başlamayla bir süreliğine ertelenen cinsellik ve cinsiyetle
ilgili düşünce, merak ve diğer duygular bu yaşlarda yoğun olarak ortaya
çıkar. Dönemin haz organı cinsel organlardır.
Ergenleşen çocuk, hem vücuduyla hem de ailesi ile ilgili çelişkili
düşünceler ve çatışmalar içinde kalır. Vücudundaki gelişmeleri
şaşkınlıkla karşılar, bu değişikliklerden memnun olmayan, sıkılan ve
utanan genç, bir yandan da gelişimini herkese göstermek ister. Boydaki,
kilodaki, görünüşteki her şeyi problem eder ama bunlar, hoşuna da gider.
Vücudunun alacağı son şekli merak eder. Kızlar, göğüslerinin
büyümesinden hoşlanmaz ancak çevresine büyüdüğünü, güzelleştiğini
göstermek için göğüslerini belli edecek kıyafetler giymeye de özenir.
Adet görmeye başlaması, genç kız için alışılması güç bir durumdur,
bundan dolayı farklı duygular içine girer. Erkekler de bu duyguları
sakallarında yaşar.
Genç kız da genç erkek de kendine ve çevresindeki kişilere güzel
görünmek için elinden geleni ardına koymaz. Erkekler, saçlarını tarar,
değişik şekiller verirler, kızlar da saçlarına özen gösterir ve makyaj
yaparlar. Güzel ve çekici görünmelerini sağlayacak giysiler giymek
isterler, kendilerini kolay kolay beğenmeyip başka alternatifler
ararlar. Bu yüzden saatlerce ayna karşısında kalabilirler. Saç modelleri
ve giyim tarzlarında değişiklikler hatta aşırılıklar olur.
Ergen, kimlik arayışı içindedir, ailesinden bağımsız, her şeyin
kendine özel olacağı bir kimliği olsun ister. Bundan sonraki eğitimini
ve yapacağı mesleği seçme zamanı da gelmiştir. Dolayısıyla bu dönemin
çatışması, kimlik duygusuyla rol(kimlik) karmaşası arasındadır.
Gerek görünümü gerekse kimlik arayışı onu karmaşık duygu ve
düşünceler içinde bırakır. Döneme yaklaştıkça duygu durumunda değişmeler
olur. Olanlardan fazlasıyla etkilenir, çabuk sevinir, çabuk üzülür, ani
tepkiler verir hale gelir. Dönem içinde de duygu durumu sık sık
değişir. Bu da davranışlarına yansır. Önceleri sessiz olan bir çocuk
artık çok konuşmaya, çok hareketli olmaya başlayabileceği gibi konuşkan,
girişken bir çocuk da içine kapanabilir.
Eskiye göre daha duygusal, daha tedirgin, karamsar, kararsız, dağınık
ve isyankâr bir yapıya sahip olur. Can sıkıntısı ve huzursuzluk
içindedir. Her şeyden etkilenir, kolayca öfkelenir. Hiçbir şeyden memnun
olmaz. Ona göre yaşadığı her şey en özelidir; en büyük haksızlığı o
yaşıyor, en çok o sıkılıyordur, en güzel hedeflere yalnızca o
ulaşabilecektir. Ailesinden iyice bağımsızlaşmak istemektedir. Giyimine,
isteklerine, fikirlerine, yapacaklarına karışılmasını istemez. Anne
babasının önerilerini, fikirlerini beğenmez. Başına buyruk davranır.
Artık kararlarını kendi başına alabileceğine inanır, düşüncelerine,
kararlarına saygı gösterilmesini bekler.
Bununla birlikte anne babasının ve öğretmenlerinin sanıldığı gibi
mükemmel insanlar olmadığını düşünür, etkisiz ve yetersiz olduklarına
inanır hatta onları küçümser. Duygu ve düşüncelerini beğenmez,
kaygılarını, uyarılarını gereksiz bulur. Bunu onlara hissettirir.
Kardeşlerine de tepkilidir.
İstekleri durmadan artar. Düşünmeden hareket eder, bu yüzden
dikkatsizdir, bazen ne dediğini bilmez, kararlarını güçlükle alır,
sürekli o mu bu mu diye düşünür. Uzun süre sonra sonuç alacağı şeyler
yerine hemen değerlendirilip çabuk sonuçlanacak şeylere önem verir.
Yaşadığı duyguların etkisiyle sorumlulukları olduğunu unutur, çalışma
düzeni bozulur.
Kabına sığmaz gibidir, evde durmayı sevmez çünkü bu ona işkence gibi
gelir. Bu yüzden akşamları eve geç gelir, gece de sokağa çıkmak ister.
Evdeyken de yalnız kalmayı tercih eder, kendini odasına veya boş bir
odaya kapatır, uzun süre çıkmaz. Kendine özel bir alan oluşturup bu
alana kimsenin müdahale etmesini istemez. Kızlar, günlük tutmaya, şiir
yazmaya yönelirken erkekler, her şeye kafa tutmaya, odalarının
kapılarını kilitlemeye başlar.
Ergenin en önem verdiği durum, adam yerine konmak, beğenilmek,
onaylanmaktır. Adil davranılmasını ister, kuralların çokluğundan,
kendisine verilen hakların azlığından şikâyet eder.
Kendisine fazlaca sevgi gösterilmesinden, çok gülümsenmesinden de
kızılmasından da yüksek derecede etkilenir. Sevdiği, saygı duyduğu
kişilerin ona kızması, kırılması, onu derinden sarsar.
Bu dönemin başta gelen özelliklerinden biri de arkadaş ilişkileridir.
Arkadaşlarıyla birlikte olmak, kendisindeki gelişmeleri onlara gösterip
büyük bir adam olduğunu kanıtlamak, onların beğenisini kazanmak, ergen
için çok önemlidir. Sık sık yapılan arkadaş toplantılarına katılır,
onlarla birlikte sinema, tiyatro ve konserlere gider, telefonda
dakikalarca sohbet eder. Bu sohbetler, kendini tanıma, bakış açılarını,
duygu ve düşüncelerini arkadaşlarıyla karşılaştırmak ve paylaşmak
açısından iyi bir yoldur. Gruplarda kabul edilmek ister, grup
çalışmalarına uyar. Bu dönem ergen için oldukça önemli bir dönemdir.
Gruplarda kabul görmek için hatalı davranışlar yapabilir. Kötü
alışkanlıklar edinebilir veya çetelere girebilir. O nedenle ergen ve
ailesi bu dönemde karşılıklı anlayış ve paylaşımı iyi dengelemelidir.
Kendi cinsiyetindeki arkadaşlarıyla daha iyi anlaşır, diğer
cinsiyetteki arkadaşlarıyla tartışır, çatışır ancak onlarsız da yapamaz.
Karşı cinsle çıkma ve cinsel duygular yaşama isteği kendini gösterir,
Yalnız kaldığı zamanlarda cinsel hayaller kurar. Bu gence haz verir.
Bunun yanında arkadaşlarından ya da çevresindeki kişilerden kendine
bir örnek seçer, ona özenir, kendisini onunla özdeşleştirir ve onun gibi
davranmak ister. Bu gayet normaldir ama seçilen örnek ergenin
geleceğinı olumlu yönde etkilemelidir. Model alınan kişi veya kişiler
ergen tarafından iyi seçilmelidir.
Ailesinden ilgi ve anlayış göremediği düşüncesi, onu arkadaşlarına
daha da bağlar. Onlarla birlikte olmak ve beğenilerini kazanmak için
aslında kendisine aykırı olan pek çok şeyi yapar, farkında olmadan
kendine zarar verecek arkadaşlıklar da kurabilir. Bu süreçte arkadaşlar
birbirini etkiler hatta baskı yaparlar. Sigaraya başlama gibi
davranışlar büyük ölçüde bu yaşlardaki arkadaş etkisi ve baskısıyla
gerçekleşir. Kurabilir.
Bu dönemde ilgi ve ihtiyaçlarda da farklılaşma gözlenir, ergen,
sosyal etkinlikler ile spor faaliyetlerine yönelir, dinlediği müzikler
bile değişir. Grup halinde yapılan spor faaliyetleri, ergenin
akranlarıyla kaynaşmasını sağlarken bu faaliyetlerde kazandığı
başarılar, kendine güvenini artırır.
Dönemin üzerinde durulması gereken duygusu, “bana bir şey olmaz”dır.
Ergenler, çok güçlü olduklarını, ne yaparlarsa yapsınlar başlarına bir
şey gelmeyeceğini, her şeyi başarıyla tamamlayabileceklerini düşünür. Bu
yüzden alkollüyken araba kullanmakla kaza yapmak gibi olaylarda neden
sonuç ilişkisi kurmakta zorlanır, çeşitli riskler almaktan çekinmez.
Kendini deneme, arkadaşlarına ispatlamak için aklına gelen her şeyi
yapma eğilimindedir. Bunları yaparken ailesinin ekonomik ve toplumdaki
saygınlığı durumunu dikkate almadan davranır.
Tüm bunlardan dolayı ergen ile ailesi arasında tartışmalar ve
çatışmalar çoğalır. Ergen, kendi başına kararlar alıp uygulamak ve
bağımsız davranmak ister, ona göre her şey hemen orada olmalıdır,
engellenmeye, beklemeye tahammül edemez. Çocuklarının bu düşünce,
yaklaşım ve davranışları sonucunda endişelenen anne ve babalar ise onu
tehlikelerden korumak için sıkı kurallar koyma, onu takip etme çabası
içine girerler.
Ergen, anne babasıyla ilgili olarak sürekli “onlara bir şey anlatmak
imkânsız, anlatsam da beni hiç anlamıyorlar, bana çok karışıyorlar,
durmadan konferans veriyorlar, beni biraz rahat bıraksalar ” gibi
düşünceler ve eleştiriler içindedir. Anne babalarsa bunlara “kızımla
artık konuşulmuyor, beni hiç dinlemiyor, oğlumu tanıyamıyorum, bana
sürekli karşı çıkıyor ve onu etkileyemiyorum, nereye gittiğini,
kimlerle, ne yaptığını merak ediyorum, sorularıma doğru düzgün cevap
vermiyor” şeklinde yaklaşırlar. Böylece ev adeta savaş alanına döner. Bu
çatışmalı ve karmaşalı dönemde çocuğun doğru kişilerle arkadaşlık
etmesi, kendine zarar verebilecek kişi ve eylemlerden korunma yollarını
öğrenmesi gereklidir. Küçük yaşlardan itibaren iletişimin iyi olduğu bir
aile içinde büyüyen, kendini ifade etmesine fırsat verilen, aile ile
ilgili kararlarda söz hakkı olan ve her şeyi ailesiyle paylaşabilen
çocuklar ergenlik döneminde diğerleri kadar çatışma yaşamaz veya
yaşadıkları çatışmaları daha rahat çözebilirler.
Dil Gelişimi
Bu dönemde dilde önemli ilerlemeler gözlenir. dil bilgisi ile ilgili pek
çok kavram kazanılır ve yerleşir. Ergen, düşüncelerini ifade etmekten
zevk alır, özellikle arkadaşlar arasında her fırsatta paylaşımlar olur,
tartışmalar yapılır.
Bilişsel Gelişim
11 yaşından sonra bilişsel gelişimin son aşaması olan soyut işlemler
dönemi başlar, soyut öğeler de zihinde yerini alır. Ergen, kişiye, yere
ve zamana göre değişen görece kavramları kazanır. Bildiği kavramları
kullanarak yeni kavram ve düşünceler üretebilir. Genelleme, tümden gelim
ve tümevarım gibi zihinsel işlemleri rahatlıkla yapabilir.
Ergen, mecaz anlamlı sözleri güçlük çekmeden anlayabilir. Önceki
dönemde anlam veremeyip kabul etmediği kuralların değişebileceği
durumunu artık anlar ve kabul eder. Mantık oyunlarına ilgi duyar.
Bundan böyle yetişkinler gibi mantıklı düşünebilir, olaylara çok yönlü
olarak bakar, karşılaştığı bir problemi çözmek için farklı boyutlar
üzerinde düşünebilir, neden sonuç ilişkisini kurmak amacıyla olası pek
çok değişkeni göz önüne alıp değerlendirebilir ve bunlardan birini
sınarken diğerlerini bir kenarda bırakabilir. Düşüncelerini, çözüm
yollarını savunmak için de farklı yollar dener.
Bunların yanında ergen benmerkezcidir, düşünce ve duyguları kendine
yönelik olduğundan başkalarının düşünce ve duygularını anlayamaz,
onların da kendileri gibi düşündüğünü, herkesin görüntüsüyle
ilgilendiğini sanır. Kendi beğenileriyle çevresindeki kişilerin
beğenilerini ayıramaz. Bundan dolayı yoğun olarak kimsenin kendisini
anlamadığı hissine kapılır.
Aileye Öneriler
Çocuğunuzun bedenindeki gelişmelere ve büyüdüğü görüntüsüne aldanarak
ona fazla iş ve ağır sorumluluklar vermeyin aksi halde çocuğunuz, bel
kemiğinin eğrilmesi, gözlerinde zayıflama, işitme kaybı gibi sorunlarla
karşı karşıya kalabilir. Bu riskler, kızlarda daha yüksektir.
Bu dönem, çocuğunuzun size ve desteğinize en çok ihtiyacı olduğu
dönemlerdendir. Onun yaşadığı bunalımları atlatması, olumsuzluklardan
korunması, onunla kuracağınız sıcak, sevgi, saygı ve güven dolu
iletişime bağlıdır.
Onunla olumlu, yapıcı ve destekleyici bir aile ilişkisi kurun. Onun
artık küçük bir çocuk değil bir genç olduğunu kabul edin. Yine onu
denetleyin, gerektiğinde yardım edin ancak kendi işlerini kendisinin
yapmasına, zaman zaman kendi başına kararlar alıp uygulamasına izin
verin.
Anne baba olarak onu tanımaya, keşfetmeye, kendi özelliklerine göre
yönlendirmeye gayret edin. Onu eleştirmek, daima sizin doğrularınıza
uymasını beklemek, onunla sürekli zıtlaşmak, inatlaşmak, her şeyi daha
da zorlaştırır.
Çocuğunuz size karşı cinsten biriyle arkadaşlık ettiğini, sigarayı merak
ettiğini söylerse, ani ve sert tepkiler vermekten kaçının. Sakin olmaya
çalışıp konuyla ilgili sohbet edip çocuğunuzun düşüncelerini dinleyin,
onu yargılamadan görüşlerinizi belirtin. “ne demek sigara nasıl bir şey;
bir daha ağzından böyle bir söz çıkmasın” demek yerine “merak etmekte
haklısın ama sigaranın ne kadar zararlı olduğu sürekli anlatılıyor,
sigaradan uzak durmak senin için daha iyi olur” gibi ılımlı ve
çocuğunuzun size güvenle her şeyini anlatabileceği izlenimini veren bir
yaklaşım daha iyi sonuç verir. Onunla konuşmadan hemen kızmak, sert
tepkiler vermek, durmadan “sigara zararlı, bu yaşta biriyle çıkmak
ahlaksızca bir şey” diye baskı yaparcasına öğüt vermek, çocuğunuzun ters
tepki göstermesine, bunları daha çok merak etmesine neden olur. Ayrıca
böyle davrandığınız için artık duygu ve düşüncelerini sizinle paylaşmak
istemez.
Onunla konuşurken, “ben senin yaşındayken” diye başlayan öğütlerden kaçının. Kendinizi onun yerine koyup biraz düşünün.
Her zaman ona örnek olabilecek davranışlar sergileyin, çevrenizdeki
güzel örnekleri bulup ona gösterin. Bu örnekler ile onunla sohbet
ederken konu arasında yapacağınız uyarılar, sürekli öğüt vermekten daha
etkili olur.
Ona anne babalığın yanında bir arkadaş gibi yaklaşmanız, çocuğunuzun bu
dönemi daha rahat geçirmesine, evdeki çatışmaların azalmasına ortam
sağlar. Onu gerçekten iyi dinleyip dinlemediğinizi düşünün. Elbette onun
da sizi dinlemesi, bazı kurallara uyması, saygılı olması gerekli ancak
bunu sizin yaklaşımlarınız sayesinde öğrenecektir.
Okul ve iş tercihi yaparken sizin istediğiniz bölümü ya da mesleği
seçmesi için onu zorlamayın. Unutmayın onun da kendine göre düşünceleri,
idealleri var, elbette ona yardım edin, önerilerde bulunun ancak bunu
yaparken onun ilgi, istek, eğilim ve yeteneklerini göz ardı etmeyin,
ısrarcı olmayın. Çocuğunuz sırf siz istediniz diye sevmediği ya da
özelliklerinin uymadığı bir dalda okur veya çalışırsa mutlu ve başarılı
olamaz. Hem okul hem de ileriki yaşamı için her şeyden önce çocuğunuzun
mutluluğunu hedefleyin. İyi tanınan, yetenekleri göz önüne alınarak
yetiştirilen ve yönlendirilen çocuk mutlu, mutlu olan çocuk başarılı
olur. Ancak öncelikle başarıyı hedeflemeniz, onun mutlu olmasını
sağlamayabilir.
Onu başkalarıyla kıyaslamayın. Başarısızlıklarına takılıp kalmayın,
olumsuz davranışları ve başarısızlıklarından çok olumlu davranış ve
yönlerini, elde ettiği başarılarını ön plana çıkarın.
Ailesi tarafından sevilmediğini, anlaşılmadığını, çok sıkıştırıldığını
düşünen genç, aradığı sevgi, anlayış ve onayı dışarıda arar, aile içinde
iyi iletişim sağlanamıyorsa bu arayış ona zarar verebilecek kişi ve
gruplara kadar gider. Onların birazcık yakın yaklaşımı bile onu etkiler,
düşüncelerini, inançlarını paylaşıyor gibi olmaları onu mutlu eder ve
bundan sonrası esas tehlikeli olandır.
Karşılaştığınız sorunlarda onun sevdiği, iyi örnek olabilecek kişilerden örnekler verin.
İlle de sizin dediğinizin olması yerine birlikte bir orta yol bulmaya çalışın.
Onu geleceğin yetişkini olarak düşünün, fikirlerini, olumlu yöndeki
girişimlerini onaylayın, destekleyin ve ona güvendiğinizi hissettirin.
Ev ve aileyle ilgili konularda onun görüşlerini, önerilerini de alın,
bunlardan doğru olanları uygulayın. Konuşup tartışırken doğruları bulup
söylediği, uyguladığı zamanlarda ona hak verin ve ödüllendirin.
Eşinizle veya başkalarıyla olan anlaşmazlık ve tartışmalarınızı onun
olmadığı zamanlarda, yerlerde çözmeye çalışın. Kavgalar, tartışmalar,
çocuğunuzda umutsuzluk, hırçınlık, eve gelmek istememe, sık sık ağlama,
öğrenme güçlüğü, hayallere dalma, olumsuz davranışlara yönelme gibi pek
çok duruma yol açabilir.
Babalar bu dönemde daha katı olurlar. Çocuğunuzla arkadaş gibi olmanız,
onun hem kendine hem de size güvenmesini sağlayacaktır. O her şeyi bilir
gibi olsa da bu dönemde kendine güveni azdır. Ona sizin için değerli
olduğunu, ne olursa olsun ihtiyacı olduğunda yanında olacağınızı
hissettirin. Bazen küçük armağanlar alın, çiçekler, müzik albümleri,
kitaplar ona çok değerli gelecektir. Sakın ola “benim babam da bunları
yapmadı” diye düşünmeyin zira şimdiki şartlar çok farklı ve etrafında
ona zarar verebilecek pek çok kişi ve durum var.
Tüm bu yaklaşımlar, birbirinizle iyi bir ilişki kurmanıza, onun kendine,
size ve çevresine saygılı, özgüveni gelişmiş, ilgi ve yeteneklerinin
farkında olup bunları ortaya çıkarabilen, sağlıklı kişilik geliştirmiş
bir birey olmasına yardımcı olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder