İzleyiciler

27 Mart 2015 Cuma

EVLİLİKTE ÇATIŞMALAR-TARTIŞMALAR

Evlilikte Sıklıkla Yaşanan ve Çatışmaya Neden Olan Sorunlar
• Eşlerin çatışma ve problem çözme becerilerinde eksiklikler
• Evliliğe yönelik gerçekçi olmayan beklentiler
• Ailedeki rol dağılımı konusunda eşlerin birbirlerinden farklı beklentilere sahip olmaları (kimin yemekleri yapacağı, kimin ev dışında çalışacağı, kararları kimin alacağı vb.)
• Cinsiyet farklılıkları (kadınlar ve erkeklerin ilgi, davranış, alışkanlık vb. genel farklılıkları)
• Ekonomik sorunlar (mevcut paranın nereye harcanacağı, ne kadar para harcanacağı, ne kadarının biriktirileceği vb.)
• Eşlerin aralarındaki iletişimin yetersiz veya hatalı olması
• Akrabalara ilişkin sorunlar
• Cinsel sorunlar (cinsellik hakkındaki beklentileri ifade edememek, zorlayıcı tavırlar vb.)
• Çocukların büyütülmesi ve disiplini ile ilgili fikir ayrılıkları (çocuğun gideceği okul konusunda görüş farklılıkları, eşlerden birinin diğerinin çocuğu şımarttığını düşünmesi vb.)
• Din, mezhep, kültür, değer, politik görüş farklılıklarından kaynaklanan sorunlar
• Eşlerin birbirlerine yeterince vakit ayıramamaları
• Eşlerden birinde alkol, uyuşturucu, kumar vb. bir bağımlılık bulunması
• Eşlerden birinin psikolojik sorunlarının olması
• Özel konular (çiftin çocuk sahibi olamaması, çocuk sayısı hakkında anlaşamamak, eşlerden birinin işkolik olması, aldatma, kıskançlık vb.)

Eşinizle Tartışmalarınız Esnasında Neler Olup Bittiğinin Farkında mısınız?
Sorunlarını çözmekte genellikle başarısız olan çiftler, tartışmalar esnasında işe yaramayan aynı tartışma kalıplarını kullanıp durmaktadırlar. Sergiledikleri tavırlar problemin çözümüne hiçbir katkı sağlamadığı hâlde bu böyle sürüp gitmektedir. Oysa tartışma başladığı esnada tarafların kendilerini sakinleştirecek yöntemler bulması tartışmaların büyümesini engelleyebilir. Çatışmalarla başa çıkmak için eşlerin birbirlerini eleştirme, hâkimiyet kurma, tartışmadan kaçınma, sözel saldırganlık gibi tepkiler verdikleri görülmektedir. Bu tip başa çıkma tarzları, eşlerin evlilik doyumlarının azalma sebepleri arasında yer almaktadır. Bugünü tartışırken
geçmişe dönmek ve geçmişte yaşanan olumsuzlukları tekrar tartışmaya başlamak da sık yapılan bir davranıştır. Bu tavır sadece tartışmayı büyütür ve eşleri yorar. Çatışma çiftlerin problemlerini çözümlemelerine asla yardımcı olmaz. Aksine kırgınlık, anlaşılmama
hissi, yalnızlık duygusu, gücenmişlik, ümitsizlik, hüzün, çaresizlik, öfke, kin gibi olumsuz duyguların doğmasına neden
olur. Üstelik bir müddet sonra bu duygular çiftlerin birbirlerine sadece sözel olarak değil, davranışsal olarak da negatif tavırlar sergilemelerine yol açar. Oysa sakin, ılımlı, güvenli bir tartışma, problemin çözümünü ve hatta çiftlerin birbirlerine yakınlaşmalarını sağlayabilir.

Bu İşe Yaramaz Tartışma Kalıplarını Yoksa Siz de Kullanıyor musunuz?
• Sen zaten hep böyle yapıyorsun.
• Hep senin dediğin oluyor.
• Beni önemsemiyorsun.
• Hep bildiğini okuyorsun.
• Bir kere de beni dinlesen ne olur?
• Bunu daha önce de söylemiştim.
• Seni son kez uyarıyorum.
• Beni dinlesen bunlar olmazdı.
• Bu çocuğu hep sen şımartıyorsun.
• Bu evin reisi kim? Sen mi ben mi?
• Diyelim ki haklısın. Sanki sen aynı şeyi yapmıyorsun.
• Her zaman kendini haklı zannediyorsun.
• Asıl sen abartıyorsun.
• Bunlara takıldığına inanamıyorum.

Çatışmaları Sonlandırma Biçimi
Çiftin yaşadıkları problem ve çatışmaları nasıl sonlandırdıkları da önemli bir konudur. Tartışmaların sonlanma biçimleri, çiftin problemi çözülmüş olarak algılamalarını ya da problemi uzun süre taşımalarını belirler. Aile içi çatışma konuları, genellikle aşağıdaki
yollardan biriyle sonuçlanır:
• Boyun eğme: Taraflardan birinin diğerinin fikirlerini kabul etmesi.
• Bırakma: Hiçbir uzlaşmaya varamadan çatışmanın çözümsüz olarak ortada bırakılması.
• Geri çekilme: Tartışmaktan kaçınma veya tartışmayı yarım bırakma (odayı terk etme, dinlememe gibi).
• Uzlaşma: Herkesin kabul edebileceği ortak bir noktada uzlaşma.
Boyun eğme, bırakma ya da geri çekilme genellikle problemin çözülememesi anlamına gelir.


Evlilik Çatışmalarıyla Başa Çıkabilmek İçin Sahip Olunması Gereken Beceriler

Açık İletişim
Çoğunlukla eşler arasında çatışmaya sebep olan veya çatışmaları alevlendiren şey, ağızdan çıkan cümlenin karşıdaki kişi tarafından, söyleyenin niyetinden farklı bir biçimde algılanmasıdır. Bunun pek çok farklı sebebi olabilir. Örneğin çiftler tartışırken aslında birbirlerinin ne dediğini tam olarak dinlemiyor olabilirler. Zihinleri birbirlerinin ne dediğini anlamaya çalışmak yerine, karşısındaki susunca kendisinin ne diyeceğini düşünmekle meşgul olabilir. Tartışma esnasında birbirlerinin fikirlerini çürütmeleri gerektiği ya da her tartışmadan birinin galip çıkması gerektiği ön yargısıyla hareket ediyor olabilirler. Ayrıca kişiler çok yorgun olduklarında, zihinlerini meşgul eden başka bir konu olduğunda veya ruhsal olarak kendilerini çok iyi hissetmedikleri zamanlarda birbirlerini daha fazla yanlış anlayabilmektedirler. Açık iletişimde önemli olan hususlar şunlardır:
• Karşısındakinin zihnini okumaya çalışmadan, fikirlerini ifade edebilmesi için onu can kulağıyla dinlemek
• Tartışma esnasında olumlu tavrını korumak, suçlama ve eleştiriden uzak durmaya çalışmak
• Tartışırken kendisinin ve karşısındakinin beden dilinin farkında olmak (Örneğin dinlerken kollarını kavuşturmak, göz iletişiminden kaçınmak, yüz buruşturmak gibi davranışlar, karşıdaki kişi tarafından anlattıklarının onaylanmadığı şeklinde algılanır.)
• Aynı fikirde olunmasa bile karşısındakinin neden böyle düşünüyor olabileceğini anlamaya çalışmak, konuya bir de onun gözünden bakabilmek 

Olumsuz Düşünceleri Kontrol Edebilmek
Tartışmalar esnasında eşlerin birbirlerine duygu ve düşüncelerini çekinmeden aktarabilmeleri ve içlerinden geçenleri ifade edebilmeleri oldukça önemlidir. Ancak eşlerin sürekli olarak birbirlerine olumsuz düşüncelerini ifade etmeleri tartışmaları daha da fazla çözümsüzlüğe sürükleyebilir. Tartışma esnasında eşler esas konudan uzaklaşarak birbirlerinin yetersizliklerine ve zayıf yönlerine odaklanırlarsa tartışma gittikçe daha acı verici ve rahatsız edici bir hâl alır. Bu sebeple eşlerin birbirleri hakkındaki düşüncelerini kontrol etmeyi öğrenmeleri gerekir. Ayrıca düşünceleri olumsuz da olsa en olumlu yoldan ifade etmeyi seçmeleri, ilişkinin sağlığı açısından önemlidir.
Olaya Karşımızdakinin Gözünden Bakabilmek
Tartışma esnasında taraflardan biri karşısındakinin haksız olduğunu düşünebilir. Ancak yine de mutlaka olaya bir de karşısındakinin gözünden bakmaya ve onun bakış açısını anlamaya çalışması gerekir. Karşısındakinin gözüyle bakmayı denemek, kendini onun yerine koymak kişiye yeni bir ufuk açabilir.
Affedicilik
Her evlilikte, yaşanan çatışmalar dolayısıyla zaman zaman eşler arasında incinmişlik ve kırgınlık duyguları meydana gelebilir. Eşler yorgun, meşgul veya öfkeli olduklarında birbirlerine karşı daha az hoşgörülü davranırlar. Hatta birbirlerini daha az çekici olarak bile
algılayabilirler. Aslında tüm bu duygular gelip geçicidir. Eğer eşler duygularının zeminine birbirlerine duydukları bağlılığı yerleştirirlerse bu, ilişkilerini güçlü tutar ve birbirlerini affetmelerini kolaylaştırır. Çatışma durumları anlayış ve affedicilikle çözümlenemediği takdirde, ilişkide karşılıklı sevgi bağının gelişmesi mümkün olamaz. Yaşanan tüm olaylar, zamanla geride kalır. Onları zihinde yaşatarak sürdürmek ise kişinin tercihidir. İlişkinin olumlu yönlerine ve içinde bulunulan ana odaklanmak, her zaman için daha sağlıklı bir yoldur.
Problem Çözme Becerisi
Birbirlerine karşı destekleyici bir tavır sergilemeyen çiftler, problemlerine eleştirel bir tarzda yaklaşır ve “sen ve ben birbirimize karşı” yaklaşımını benimserler. Oysa destekleyici bir ilişki geliştirebilmiş olan çiftler problemlerine “takım ruhu” ile yaklaşırlar. Aslında tüm tartışmalarda her iki tarafın da ortak bir ihtiyacı vardır: karşısındaki kişiye kendisini tam olarak ifade edebildiğini ve karşısındaki tarafından anlaşıldığını hissedebilmek. Burada önemli olan “sen-ben” çekişmesinden vazgeçerek “biz” olabilmeyi başarmak ve tartışmanın sonunda ortak çıkarlara ulaşabilmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder