Cinsellik Kavramı
Cinsellik, insanın doğuştan getirdiği güdülerden biridir. İnsanın gelişim
aşamalarının belirli yaş dilimlerinde cinsellik önem kazanırken belirli yaş
dilimlerinde ise cinsel dürtülerin yok olduğunu görürüz.
Cinsellikle ilgili ilk merak ortalama üç yaş civarı başlar ve altı
yaşından sonra birden biter. Üç yaş civarı çocukları önce kendi cinsel organı
keşfeder, merak eder ve ilgisi cinsel organı üzerinde yoğunlaşabilir. 3-6 yaş
arası çocuklar kendilerini merak ederken aynı zamanda karşı cinsi de merak
etmeye başlarlar. Cinsel kimliğin kazanılması için bu dönemde anne babaların
çocuklarının sorduklarına net ve kısa cevaplar vererek, çocuğun merak duygusunu
tatmin etmesi gerekmektedir. Merak duygusu tatmin edilmeyen çocuklar bu tür
soruları bir daha anne babaya sormaması gerektiğini öğrenir ve cinsellikle
ilgili bilgileri dışarıdan öğrenmeye açık olurlar.
İlkokul çağında cinsellikle ilgili kavramlar tamamen yok olmuştur.
Çocuğun ilgisi sadece ve sadece derslere ve oyunlara kaymıştır. Ergenlik
dönemiyle birlikte çocuğun ilgi ve merakı tekrardan cinsel kavramlara
yoğunlaşır. Bu dönemde ilk başta ergenin fiziksel değişimleri göze çarpar.
Ergen vücudunda meydana gelen değişikliklere hem şaşar hem de uyum sağlamaya
çalışır. Vücudundaki bu değişiklikler merak duygusunu kamçılar. Ergenlikle
birlikte cinsel değişimler başlar, kendi cinsel organını keşfederken karşı
cinsi merak düzeyi yükselir. Bu dönemde ergen arkadaş çevresinden ve teknolojik
gelişmelerden olumsuz ve yanlış cinsel kavramlar öğrenebilir. Bu yüzden ailenin
çocuğunu ergenlik dönemi hakkında bilgilendirmesi gerekmektedir.
Yetişkinlik çağında artık evlilik kuran bireylerin hayatında da cinsellik
ömürleri boyunca devam edebilecek özelliktedir. Yetişkinlik çağında cinsel
kavramların ve becerilerin olgunlaşmış olması ve çiftlerin cinsellikten
karşılıklı doyum sağlamaları önemlidir.
Cinsellik yukarıda da gördüğümüz gibi çocukluktan yaşlılığa kadar insanın
gelişim aşamalarında var olan basamaklardan birisidir. Bu yüzden evlilikte
cinsel yaşam evliliğin kalitesini artıran ya da azaltan etkiye sahip
olabilmektedir. Cinselliğin evlilik hayatında bağlayıcı bir gücü vardır.
Sağlıklı yaşanan cinsellik çiftin arasında özel bir bağ oluşturur. Sağlıklı bir
cinsel yaşam çiftin birbirlerine yakınlığını artırır, aralarındaki gerilimi
azaltır; sıcaklık, sevgi, koruma ve korunma hislerini doğurur.
Sağlıklı bir cinsellik çiftin karşılıklı olarak birbirleriyle kurdukları
iletişimle, duygu ve düşüncelerle, anlayış ve hoşgörüyle, cinsel ilişkinin
yeri, zamanı ve sıklığı, süresi tekniği ve ilişki sırasındaki memnuniyetle
doğrudan alakalıdır. Sorunlu bir cinsel hayat ise çiftin arasında problemlere
neden olabilir, stres düzeyini artırır, evlilikten alınan doyum hissini
azaltabilir. Sağlıklı cinsel yaşam ise çiftin birbirine verdikleri değeri
artırır, güveni tazeler, aralarındaki bağı güçlendirip onarır. Çiftler arasında
yaşanması beklenen sağlıklı cinsel yaşamda temel nokta, eşlerin yaşları ne
olursa olsun cinsel hayatlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini rahatça ifade
edebilmeleridir. Evlilik ilişkilerini güçlendirmek isteyen çiftlerin cinsel
yaşamlarına dikkat etmeleri gerekmektedir.
Sağlıklı cinsel ilişki unsurları şöyledir2:
-
Yapısal Sağlık: Sağlıklı
bir cinsel yaşam için kadın ve erkeğin anatomik yapısının sağlıklı olması
gerekmektedir. Kadının veya erkeğin hormon düzeylerinde ya da cinsel
fizyolojisinde herhangi bir sorun varsa bu durum cinsel yaşamı olumsuz
etkileyebilir. Özellikle evlenecek veya yeni evlenen çiftlerin hormonal
düzeylerini ölçtürmeleri sorun başlamadan çözüm bulmalarına katkı
sağlayacaktır.
-
Psikolojik Sağlık: Sağlıklı
bir cinsel yaşam için eşlerin psikolojik rahatlığı çok önemlidir. Cinsel istek
kendiliğinden gelişebilen bir istekken bazen evlilik yaşamının olumsuz
durumları, düşünceleri, yorgunluk gibi faktörler cinsel isteğin oluşmasını
engelleyebilir. Kadın ve erkeğin kendilerini rahat hissettikleri anda ve
ortamda cinselliklerini yaşamaları, cinsellikten aldıkları tatmini
artıracaktır.
-
Hazır Bulunma: Sağlıklı bir
ilişki için çiftler birbirlerini cinselliğe hazırlaması gerekmektedir. Sıradan,
monoton bir cinsel yaşam cinsel isteksizliğe neden olabilir. Cinselliğe
hazırlanmadan gerçekleştirilen ilişki kadında cinsel sorunlara yol açabilir.
Eşler arası var olan sevginin gösterilmesi, ifade edilmesi, dokunulması,
sarınılması, öpmek ve öpüşmek cinsellikte hazır bulunmayı etkileyen
faktörlerdir.
-
Açık Paylaşım: Eşlerin
birbirlerini tanımaları, istek ve arzularını fark etmeleri, birbirlerini cinsel
açıdan tatmin edebilmeleri, sorunlara çözüm bulabilmeleri ancak iletişimle
mümkündür. Bu yüzden çiftlerin normal zamanda da cinsel yaşamda da iletişimleri
güçlü olmak zorundadır.
-
Saygı ve Güven: Saygı ve
güven çiftin ilişkisine olumlu katkı sağlar. Eşler birbirlerinden zarar
görmeyeceklerini bildiklerinde daha rahat cinsel ilişkiye girebilirler. Saygı
ve güven insanda değer gördüğü hissini uyandırır. Kişi saygı gördüğü kişinin
yanında kendisini güvende hisseder ve rahat olur.
-
Ortaklık: Her iki çiftinde
cinsel ilişki için ortaklığı çok önemlidir. İstemediği halde zorla cinsel
ilişkiye girmek evlilik yaşamını belirli bir süre sonra monotonluğa iter.
Cinsel yaşamda isteklilik ve gönüllülük çok önemlidir. Çiftlerin karşılıklı
istekleri cinsel yaşamdan alacakları doyumu artırır
-
Bilgi: Sağlıklı bir cinsel
yaşam için çiftlerin bilgi düzeyleri çok önemlidir. Çocukluktan itibaren
edinilen yanlış bilgiler evlilik yaşamında cinsel sorunlara neden
olabilmektedir. Çiftler öncelikle kendilerini tanıyarak bilgi sahibi olmalı
sonra karşı cinsi tanımalıdır. Cinsel yaşam evrelerini bilmek, cinsel sorunlar
hakkında fikir sahibi olmak çiftlerin her hangi bir sıkıntıda çözüm aramalarını
kolaylaştıracaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder