İzleyiciler

3 Haziran 2015 Çarşamba

ANNE BABA OLMAK




Anne baba olmak çiftin hayatında tadacağı en güzel duygulardan birisidir. Hayatın akışında yeni bir sorumluluğun ve rollerin arttığı ancak bebekle kurulan duygusal yakınlıkla her şeyin unutuluverdiği bir aşamadır annelik-babalık. İlk kez anne baba olan çiftin çocuk sahibi olması hayatında dönüm noktasıdır. Anne baba olmayı öğrenmek belirli bir süreç gerektirir, çiftler bu süreçte kimi zaman çok zorlanmaktadır. Bebek ne kadar istenen planlanan bir bebek de olsa çiftin hayatında değişimlere yol açar. Çift arasındaki ilişki, bebeğin getirdiği sorumluluk ve annelik-babalık duygusundan etkilenir. Evin düzeni, yaşama biçimi, yemek ve uyku saatleri, arkadaş ilişkileri vb. yeniden düzenlenir, bebeğe göre ayarlamalar yapılır.

Anne-baba olmak bebeğin beslenme, temizlik, güven ve şefkat duygularını sağlamakla başlar. Anne bebek arasındaki ilişkiye baba daha sonradan dahil olur. Doğumla birlikte bebeğin anne ile teması, sütü emmesi, annenin kucağında annenin kokusunu çekmesi anne ile bebek arasındaki iletişimin ilk halkasını oluşturur. Doğum esnasında salgılanan hormonlarla anne kendisini bebeğine hazır hisseder. Doğum esnasında ten tene temas anne-bebek bağlanmasını artırır. Anne bebek arasındaki bağlanma, bebeğin ilerleyen dönemlerde kendisini güvende ve rahat hissetmesini sağlayacak en önemli unsurdur. Annenin zamanında ve yeterli olarak bebeği beslemesi, ten temasında bulunması bebeğin temel güven duygusunu geliştirecek, bağlanmanın sağlam olmasını sağlayacaktır.

Annelik tüm fiziksel ihtiyaçların karşılanması gibi gözükse de arka planda daha büyük bir duygusal yatırımın olduğu bir roldür. Salgılanan hormonlar anneyi bebeğe karşı alarm durumunda tutmuyor sadece, annelik psikolojisinin alt yapısı duyguları da harekete geçiriyor. Anne bebeği doğduktan sonra inanılmaz bir değişiklikle hayatının merkezine bebeği koyabiliyor ve tüm ihtiyaçlarını karşılamak için kendisini amade ediyor. Bebekle kurduğu iletişim, göz teması, gülümseme bebekle arasındaki ilişkiyi kuvvetlendiriyor. Anne gecenin hangi saati olursa olsun bebeği için endişelenebiliyor, uyanıyor, bebeğini kontrol edebiliyor. Usanmadan, bıkmadan, uykusuz da kalsa anne bebeğiyle ilgilenebilecek psikolojik gücü kendinde bulabiliyor.

Annenin psikolojik sağlamlılığı özellikle lohusalık dönemi olan ilk altı hafta için çok önemlidir. Annenin sağlıklı bir şekilde lohusalık dönemini atlatması, lohusalık döneminde eşinden ve ailesinden yeterli desteği görmesi annenin bu dönemi psikolojik olarak sağlıklı atlatmasını sağlar. Sağlıklı anne sağlıklı bebek yetiştirebilir. Anne eğer bu dönemde yıpranmışsa bebeğine karşı tahammülsüz, sinirli, öfkeli olabilir. Eşinden ve ailesinden yeteri kadar destek görmüyorsa, bebeğin tüm bakımı ve ihtiyaçları anne üzerinde kalmışsa, doğum süreci sıkıntılı geçmişse anne doğum sonrası depresyona girebilir. Doğum sonrası depresyon ise anne bebek arasındaki ilişkiyi yavaşlatıcı, gerginleştirici, bağlanma düzeyinin azalmasına neden olabilecek bir rahatsızlıktır.

Anne istemeden gebe kalmışsa, bebek istenmeyen bir gebelik sonucu oluşmuşsa ana rahminde bebek ile annenin ilk ilişkisi olumsuz bir şekilde başlayacaktır. İstenmediğini hisseden bebek doğum sonrasında da bu tavrını ve duygularını hissettiren anne ile huzursuz bir ilişki kuracaktır. Annenin her düşünce ve duygusu, hamilelik süreci ve doğum sonrası gelişiminde bebeğin bilincinde yer edecektir. O yüzden annelik sadece fiziksel ihtiyaçların karşılanması demek değildir. Annenin en büyük görevi bebeğin hamilelik süreci boyunca psikolojik olarak istendiğinin ve doğum sonrasında da sevildiğinin hissettirilmesidir. Bebeğe güven ve şefkat duygusunu veren anneler bebekleriyle daha iyi iletişim kurabilirler. İlerleyen yaşlarda, çocukluk ve ergenlik döneminde de bebeklikte kurulan güvenin faydalarını, çocuğuyla kurduğu iletişimde görebilir.

Annelik bir süreçtir ve bu süreç ömür boyu devam edecektir. Bebeğin doğmasıyla, beslenmesi ve psikolojik güvenin verilmesiyle annelik görevi bitmemektedir. Bebeğin ilerleyen yaşlarda ve yıllarda anne baba desteğine çok ihtiyacı olacaktır. Annelik-babalık farklı dönemlerde çocuğun ihtiyaçlarına uygun olarak rol ve sorumluluk gerektirecektir. Örneğin ilk okul çağındaki bir çocuk için başarı duygusunun takdir edilmesi, eğitimin desteklenmesi anne babanın rol ve sorumluluğundadır. Bu yüzden anne baba çocuğun gelişim dönemlerini çok iyi bilmesi gerekmektedir.

Baba olmak anne olmaktan biraz daha farklıdır. Anne bire bir bebeğiyle dokuz ay kurduğu iletişimin desteğiyle bebek doğar doğmaz rahatlıkla ilişki kurabilir. Ancak baba böyle bir sürece hep dışarıdan katıldığı için bebe doğduğunda babanın bebekle ilişkisinde hiçbir fonksiyon yoktur. Hamilelik sürecinde babanın anneye desteği, bebekle konuşması, bebeğe masallar okuması babanın doğumdan sonraki aşamaya alışmasını kolaylaştıracaktır.

Babanın doğum sürecindeki en önemli görevi her türlü fiziksel ve maddi ihtiyaçların karşılanması olarak gözümüze çarpar. Ancak bu eksik bir durumdur babanın en büyük sorumluluğu annenin doğuma en iyi şekilde hazırlanması için gerekli psikolojik desteği sağlamaktır. Hamilelik sürecinde annenin psikolojisini iyi anlamalı, anne iletişimine dikkat etmeli, annenin kendisini iyi hissettirecek davranışlarda bulunmalıdır. Bebeğin sorumluluğu, geleceği hakkında ortak hayaller kurmak anne-baba olma sürecine olumlu destek verecektir. Doğum esnasında anneyi rahatlatmalı ve doğum sonrasının mutluluğu için anneyle iletişimine dikkat etmelidir baba. Doğum izninden sonra baba tekrar işe başlayacaktır ve bu süreçte anne çocuğun bakımıyla akşama kadar kendisi ilgilenmek zorunda kalacaktır. Burada babaya büyük görev düşmekte, işten sonra akşamları bebeğin sorumluluğunu üstlenmeli, anneye yardım etmeli, yemek ve bulaşık gibi ev işlerinde annenin yükünü hafifletmelidir. Anneye dinlenmesi ve fiziksel gücünü toplaması için zaman sağlamalı, bebeğin altının temizlenmesi, uykusunun düzenlenmesi gibi işlerde sorumluluğu üzerine almalıdır. Babanın anneye yaptığı her destek annenin lohusalık dönemini sağlıklı bir şekilde atlatmasını sağlayacaktır.

Babanın bebek ile iletişim kurması, laf atması, kucağına alması, müzik dinletmesi ve masal okuması bebek ile babasının arasında yakınlaşma sağlayacaktır. Bebek için her ne kadar anne öncelikli kişiyse de zaman geçtikçe baba da anne bebek ilişkisine dahil olmalı ve ben buradayım demelidir. Ülkemizde maalesef babalıkla ilgili çarpık bir düşünce vardır; para kazanıp eve ekmek getirmek babanın göreviymiş gibi kabul edilir. Akşam eve gelen baba ne eşiyle ne bebekle ilgilenmez. Sorduğunuzda da akşama kadar çalıştım para kazandım cevabını alırsınız. Babalık sadece eve ekmek getirmek demek değildir. Babalık annenin ve bebeğin her türlü ihtiyacına destek olabilmektir. Fiziksel ihtiyaçlardan ziyade babalık psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaktır anne bebeğin. Anneye verilecek hür türlü destek bebeğin anne ile ilişkisini kuvvetlendirecek dolayısıyla ilerleyen zamanlarda bebek ile baba arasındaki ilişki de kuvvetlenecektir. Babalık çocuğun ilerleyen yaşlarında da her zaman yanında olduğunu, çocuğa sevgi ve güveni verebilmektir.


Evlilik sürecinde çocuk her zaman evliliğin kurtarıcısı gibi görülmektedir. Oysa çiftlerin en büyük yanılgıya düştükleri konulardan birisidir bu. Çocuk hiçbir zaman evliliği kurtarmaz ve hiçbir anne babanın çocuğuna bu sorumluluğu yüklemeye yetkisi yoktur. Evlilikte yaşanan sorunlar çocuğun eksikliğinden değil çiftin kendi eksikliklerinden kaynaklanmaktadır. Eğer çift kendi sorunlarına ve sıkıntılarına odaklanırlarsa sorunlarını çözmek için adım atarlarsa o zaman çocuğun kurtarıcı olmadığını anlayacaklardır. Ülkemizde çok yaygın bir inanç olan bu düşünce maalesef hala devam etmekte, çiftler birbirlerine son bir kez daha şans vermekte ancak evlilik sorunlarını çocuk sihirli bir değnekmiş gibi çözmemektedir.

Çocuk sahibi olmak ciddi bir karardır. Çiftlerin bu kararı birlikte almaları gerekmektedir. Anne-baba, kayınvalide-kayınbaba, konu komşu istiyor diye bebek sahibi olunmaz. Dünyaya bir bebek getirmek ciddi bir sorumluluktur, çift bu bebeğin sorumluluklarını alabileceklerine, hamilelik sürecine, anne baba olmaya hazır olup olmadıklarını kontrol etmeleri lazımdır.

Evlilik her iki çiftin de birbirlerini tanımaya çalıştıkları, aynı evde yaşamaya alışmaya başladıkları bir süreçtir. Önce çift birbirlerini her yönüyle tanımalıdır. Evliliklerinde belirli bir süre geçirmeli, birlikte kararlar alma aşamalarını sağlıklı atlatmalı, birbirlerini yetirince tanımalı ve daha sonrasında çocuk sahibi olmak için kararlar almalıdır. Bu süreçte yaklaşık olarak iki yıl kadar bir süreçtir. Ortalama iki yılda çiftler birbirlerini daha yakından tanıyabiliyor, aynı evde yaşamaya alışabiliyorlar. Özellikle evliliğin ilk aylarında hamile kalmak çiftin evlilik ilişkisini yıpratmakta, daha karı-koca rolüne alışamayan çifte ek bir rol, anne-baba rolü yüklemektedir. Çiftin evlenmeden önce çocuk sahibi olup olmamakla ilgili düşüncelerini paylaşmaları gerekmekte ve gerekli doğum kontrol yöntemlerinden uygun olanı seçmelidirler.  İstenmeyen bir hamilelikte anne adayı olumsuz duygularını asla bebeğine yansıtmamaya çalışmalıdır. Bebeğiyle olumlu iletişim kurmalı, ne kadar istenmese de dünyaya getirecekse, bebeğin sorumluluğunu bir an önce almalıdır.

Bebeğin dünyaya gelmesiyle birlikte annelik-babalık rolleri daha ağrı basmakta, karı-koca ilişkileri sekteye uğramaktadır. Lohusalık dönemi olan ilk altı haftada çiftler annelik babalık rollerine alışıp daha sonra tekrar karı koca rollerine dönmeye başlarlar. Bebeğin getirdiği sorumluluk, uykusuzluk, yorgunluk gibi durumlar eşlerin birbirlerine zaman ayırmalarını engellemektedir. Bebeğin ilk başlarda yeni bir yaşam alanına geldiği için düzensiz bir yaşam biçimi vardır. Bebeğin uyku, emme, altını pisletme gibi davranışları çok düzensizdir ve zaman geçtikçe bebek dünyadaki yaşama alışır her şey belirli bir düzene girer. Çiftler bu yüzden ilk aylarda düzensizliğin getirdiği yorgunluktan dolayı birbirlerine yeteri kadar zaman ayıramaz. Özellik anne lohusalık döneminde tüm ilgi ve şefkatini bebeğine odakladığından karı koca ilişkisi normal olarak sekteye uğrayacaktır. İlerleyen aylarda bebek normal yaşama alışmaya başladıkça eşlerin de ilişkisi normale dönmeye başlayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder