Evlilikte Görülen
Cinsel Problemler
Evlilik yaşamı başladığından itibaren çiftler arasında yakınlık ve
sıcaklık duygusu artmaktadır. Yakınlık ve sıcaklık duygusu çiftlerin rahatça
cinselliklerini yaşayabilecekleri bir alana dönüşür. Cinsellik sırasında bazı
çiftlerde sıkıntılar oluşabilmekte, sorun çözülmezse artarak devam etmekte ve
çiftin evlilik yaşamına bu sorunlar zarar verebilmektedir.
Cinsellik bir öğrenme sürecidir ve bu süreçte çiftlerin birbirlerine
desteği çok önemlidir. Yeni evli çiftlerin karşılaştığı ilk sorunda çözüm
odaklı olmaları evliliklerini kurtarıcı bir rol oynayacaktır.
En önemli cinsel organ beyindir. Cinsellik beyinde başlar ve biter.
Çiftlerin birbirlerine yaptıkları sevgi yatırımı, ilgi, şefkat, güven gibi
duygular cinsellikle ilgili düşüncelerle birlikte hareket eder. Cinsellik
sırasındaki düşünceler duyguları tetikleyerek bazı olumsuz sonuçların ortaya
çıkmasında etkili olabilmektedir.
Cinsel işlev çiftlerin cinsellikten aldığı doyumu belirleyen faktördür.
Kadın veya erkek cinsiyeti ne olursa olsun bireyin cinsellikten aldığı zevk,
cinsellik işlevindeki aksamalarla doğru oranda gitmektedir.
Ülkemizde yetiştirilme tarzlarına ve cinsellikle ilgili yanlış inançlara
bağlı olarak evlendikten sonra çiftlerin cinsel yaşamlarında sorunlar ortaya
çıkmaktadır. Kadınların cinsellikle ilgili baskılanması, korkutulması, yanlış
inançlar; erkeklerin ise cinselliği inanılmaz bir güç gösterisi olarak
görmesinin sağlanması maalesef kadında ve erkekte cinsel sorunların ortaya
çıkmasına neden olmaktadır. Çiftler arasında herhangi bir cinsel sorun var ise
önce fizyolojik olarak tetkiklerin yapılması; eğer yok ise psikolojik desteğe
bir an önce başlanması gerekmektedir.
Cinsel işlev bozuklukları sık rastlanan sorunlardandır. Yapılan
çalışmalar kadın veya erkek ayrımı olmaksızın her üç kişiden birinin cinsel
sorunlar yaşadığını ortaya koymaktadır. Ülkemizde daha yeni yeni tanınmaya
başlanan cinsel işlev bozuklukları, evlilik yaşamında ciddi sıkıntılara neden
olabilmektedir. Ülkemizde genellikle genç çiftlerin cinsel işlev bozukluklarıyla
ilgili olarak tedavi alma oranlarının yüksek olduğunu görüyoruz4.
Kadınlarda Cinsel İşlev Bozuklukları
-
Vajinusmus: Vajinusmus,
ilişki sırasında ön sevişme sürecinde hiçbir sorun yaşamayan, hatta zevk dahi
alabilen kadınlarda cinsel birleşme anı geldiğinde yaşadıkları istemsiz
kasılmalar sonucunda cinsel ilişkinin gerçekleşememesi ya da ağrılı ve zor
şekilde gerçekleşmesi durumudur. Cinsel ilişki sırasında vajinanın alt 1/3
kısmındaki kaslar kontrolsüz bir şekilde kasılmakla birlikte bu kasılmaya bacaklar,
kalça, bel, sırt kasları bile kasılabilmektedir. Kasılmaların şiddeti
vajinusmusun da şiddetini göstermektedir. Vajinusmusta kadınlar cinsel
ilişkinin düşüncesine bile tahammül edemeyecek duruma gelebilirler,
gerginlikler had safhaya çıkabilir. Vajinusmusta çiftlerin birbirlerine desteği
çok önemlidir. Psikolojik destek ile vajinusmus sorunu çok rahat bir şekilde
çözülebilmektedir.
-
Disparoni (Ağrılı Cinsel İlişki): Disparoni,
cinsel ilişki sırasında kadının acı ve ağrı duyması olarak tanımlanabilir. Vajina
girişinde ya da daha derinlerde acı, yanma, batma gibi belirtiler gösterebilir.
Disparoniye vajinal, rahim ve idarar yolları enfeksiyonları neden
olabilmektedir. Bu yüzden fizyolojik tetkiklerin yapılması, eğer fizyolojik bir
sorun yok ise psikolojik desteğe başlanması gerekmektedir. Vajinal kurulukta
disparoniye neden olabilmekte bu yüzden çiftlerin yeterli ıslaklık düzeyine
dikkat etmeleri gerekmektedir.
-
Orgazm Bozukluğu: Orgazm
cinsel ilişkinin üçüncü aşamasıdır. Orgazm alınan zevkin son aşamasında vücudun
kasılarak boşalması ve rahatlamasıdır. Kadınlarda orgazm eşlerinin sahip olduğu
cinsel sorunlardan yada kadınların cinsellikle ilgili düşüncelerine bağlı
olarak gerçekleşememektedir. Kendi bedenini tanıyan, uyarılma noktalarını bilen
kadınlar orgazma daha kolay ulaşabilmektedir. Her kadının potansiyel olarak
orgazma ulaşma gücü vardır, yeter ki düşünce sistemindeki olumsuzlukları bir
kenara bırakabilsinler. Kadınlarda orgazmın gerçekleşmeme sebepleri; eşinde
erken boşalma veya ereksiyon (sertleşememe) sorunları bulunması, kadının
cinsellikle ilgili olumsuz düşünceleri, cinsel istek azlığı ve fiziksel
rahatsızlıklar olabilir. Orgazm sorunu psikolojik destek ile çok rahat bir
şekilde çözülebilmektedir.
-
Cinsel İstek Azlığı: Cinsel
istek azlığını ülkemizde en iyi tanımlayan cümle “başım ağrıyor bugün
olmaz”dır. Kadınların yeterli cinsel uyarılma olmasına rağmen cinselliğe ve
cinsel ilişkiye karşı isteksiz ve ilgisiz olmalarıdır. Cinsel isteksizliğin
sebepleri; depresyon, anksiyete, yaşanan travmatik yaşantılar, aile içi
problemler, fiziksel rahatsızlıklar ve buna bağlı kullanılan ilaçların yan
etkileri olabilmektedir.
Erkeklerde Cinsel İşlev Bozuklukları
-
Cinsel İsteksizlik: Erkeğin
cinselliğe ya da cinsel ilişkiye yönelik ilgisizi ve isteksiz olmasıdır.
Erkeklerde cinsel isteksizlik ortaya çıkınca evliliği derinden etkileyen
sorunlara neden olabilir. Kadın; eşi tarafından sevilmediği, istenmediği yada
eşinin hayatından başka birisinin olduğu düşünebilir. Erkek ise genellikle
erkekliği ile ilgili sorunları olduğu hissine kapılabilir. Cinsel isteksizlik
diğer cinsel rahatsızlıklarla iç içe olduğu için tedavi sürecine bir an önce
başlanmalıdır.
-
Ereksiyon Olamama:
Ereksiyon olamama, erkek cinsel organının cinsel ilişkiyi sağlayacak düzeyde
sertleşememesi veya bu sertliği devam ettirememesidir. Ereksiyon olamamanın
fiziksel nedenleri; yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp damar sorunları,
böbrek yetmezliği, karaciğer sorunları, bu hastalıklara bağlı kullanılan
ilaçlar olabilmektedir. Psikolojik nedenler ise; eşler arası iletişimin kötü
olması, aile içi problemler, çiftin arasındaki sevgi yatırımı olabilmektedir.
-
Erken Boşalma: Erken
boşalma; erkeğin cinsel ilişkiye girmeden, girer girmez yada birkaç dakika
sonra boşalması üzerinde kontrol sahibi olamamasıdır. Erken boşalmada dikkat
çekici özellik erkeğin boşalmaları üzerinde denetim kuramamasıdır. Yeni evli
çiftlerin ilk ilişkilerinde erken boşalma sorunu sık rastlanır. Düzenli cinsel
yaşam ile erken boşalma sorunu çözülmüyorsa psikolojik destek bir an önce
alınmalıdır. Erken boşalma çiftlerin cinsel yaşamlarını olumsuz etkileyen bir
durumdur. Erkeğin kendisini eksik, beceriksiz hissetmesine neden olabilir.
Kadının cinsel duygularının tatmin edilmemesi, orgazm olamaması, sürekli erken
boşalmanın olması cinsel ilişkiye dair olumsuz inançlar geliştirmesine neden
olabilir.
Evlilikte yaşanan cinsel sorunlar evliliğin sürekliliğini zora sokan,
çiftlerin evlilikten aldıkları doyumu olumsuz etkileyen bir durumdur. Çiftler
arasında bu tür sorunlar yaşanıyorsa öncelikle çift birbirine koşulsuz
desteğini sunmalı, önyargısız ve hoşgörü ile birbirlerine yaklaşmalı ardından
psikolojik destek hizmetlerinden yararlanmalıdır. Evlilikte yaşanan cinsel
sorunlar psikolojik destek ile birlikte çok rahat bir şekilde çözüme kavuşturulmaktadır.